20 Nisan 2009 Pazartesi

Herkesi aynı duyguda birleştiren film

17 Nisan’da vizyona giren “Kız Kardeşim - Mommo” filmi, hem sinema yazarlarından hem de seyirciden çok olumlu eleştiriler aldı. Bakın film için kimler ne yazdı:

Bir Anadolu öyküsünü anlatan film, farklı görüşten insanları çok benzer tepkilerle birleştirdi.

Atalay Taşdiken’in senaryosunu yazıp yönettiği filmin müziklerini de Erkan Oğur yaptı. Yurtdışında da önemli ödüller alan film, izleyen herkeste derin izler bırakıyor.

 İşte filmle ilgili görüşlerden bazıları:

“… Kız Kardeşim-Mommo, hem çocuklara hem de büyüklere hitap eden ve üstelik insanı yüreğinden yakalamasını bilen saf, duru ve şiir gibi bir seyirlik. Kaçırmayın.
Not: Filmde oyunculuk anlamında sırıtan hiç kimse yok ancak sekiz yaşındaki Konyalı Elif Bülbül’ü(Ayşe) ayrı bir yere koymak gerek o nasıl bir sadelik ve etkileyicilik , 40 yıllık aktörlerden istemeden de olsa rol çalıyor.
Alper Turgut
Cumhuriyet  – 18 Nisan Cumartesi

"BAĞIMSIZ SİNEMA TANIMI DİBİNE KADAR BU FİLMDE"

Kız Kardeşim-Mommo, kendine özgü sinema dili, perdedeki etkilerini doğallıklarına borçlu olan deneyimsiz oyuncu kadrosu, paranın gücünden ziyade gönülden bir inanmışlık ve karşılıklı dostluk ilişkileri içinde yürütüldüğü hissedilen prodüksiyon süreci, gerçekten yaşanmış ve her an ülkenin her yerinde başka başka insanlar tarafından yaşanmakta olan trajik öyküsüyle “bağımsız sinema” tanımını dibine kadar hak eden bir çalışma.

Bir “ilk film” için yeterince doygun olan bu yapıtı, doğrusu ya çok sevdim. Kimbilir, belki bunda filmin sinemasal yetkinliği kadar, bilinçaltımda bir yerlerde yırtıcı bir kuş gibi duran ve her fırsatta yüreğime attığı pençelerle kendini hissettiren travmatik bir ruh hali, ‘babasına doyamamışlık’ duygusu da etkili olmuştur. Çünkü, filmin iki küçük kahramanının babalarını içten içe özleyip bir türlü kavuşamamaları gibi, benim hayatımda da –bambaşka gerekçelerle de olsa- benzer bir özlemle yanıp kavrulduğum uzunca bir dönem var.

Türk sineması, ‘trajedi’yi büyük bir ustalıkla anlatmaya aday yeni bir yönetmen daha kazandı. İki çocuğun umuda bir türlü geçit vermeyen trajik hayatı üzerinden, çözülmeye yüz tutmuş aile bağları, yanı sıra da kardeşlikte dayanışma, sevgi ve fedakarlığın değeri gibi insani hallere ilişkin son derece güçlü sözler söyleyen ‘kız Kardeşim-Mommo’ yu özellikle çocuklarınızla birlikte izleyin.”
Ali Murat Güven
Yeni Şafak – 18 Nisan Cumartesi

 “..Filmin en büyük başarısı, çocuklarına sahip çıkamayan baba, çaresizlik içindeki dede, birbirine tutunmaktan başka çareleri kalmayan kardeşler, onları yanına almaya çalışan Almanya’daki teyze ve köydeki diğer insanlarla birlikte tüm karakterler, hikayenin içinde bir yere oturuyor. Her birinin durumu, iyilik-kötülük gibi yargılamak yerine, anlaşılır kılınıyor, öyle anlatılıyor.

Hikâyenin dramatik etkisini artırmak için karakterlerin duruşlarını abartmak, taşra havasının ağırlığını yoğunlaştırmak ya da seyircinin ilgisini sağlamak için taşrayı komiklik unsuruyla beyazperdeye taşımak, genel olarak taşra çeken yönetmenlerin bugüne kadar izlediği yol oldu. Taşdiken’in buna tenezzül etmemesi, güçlü bir sinema dili olan yeni bir yönetmenle tanışmanın heyecanını artırıyor…”
Çağdaş Günerbüyük
Evrensel - 17 Nisan Cuma

"ZAMANI- MEKANI AŞARAK EVRENSELLİĞE ULAŞMIŞ"

“… Konya kırsalından seçilmiş mekanlarda, yerel yaşam tarzına ve insan ilişkilerine alabildiğine doğal ve gerçekçi bir yaklaşımla bakan ilk filminde doğrusu zamanı-mekanı aşarak evrenselliğe ulaştığı söylenebilecek Taşdiken, öteki köy çocuklarınca da dışlanan, şimdiden kararmış gelecekleri hacı dedelerinin insafına bırakılmış bu iki yoksul öksüz kardeşe odaklanıyor…

İki kardeşin birbirinden ayrıldığı, acıtıcı bir finale bağlanan, basit ama tıkır tıkır işleyen, duru, yalın ve samimi bir anlatıma sahip Mommo’yla etkileyici olabilen, alabildiğine duyarlı ve naif bir ilk film kotarmış Taşdiken.”
Sungu Çapan
Cumhuriyet - 17 Nisan Cuma

“Türk sinemasının iki yakın dönem filmi ‘Beş Vakit’ ve ‘Tatil Kitabı’, taşranın sıkıcılığında ve orada, zamanın geçmezliğinde bizi dolaştırmıştı. Atalay Taşdiken’in ‘Kız Kardeşim-Mommo’su ise bütün bu unsurlara yoksulluğu ve çaresizliği de ekliyor. Hem ‘Beş Vakit’in, hem de ‘Tatil Kitabı’nın kahramanlarının aileleriyle çatışmalarının altında, büyüme problemleri ve biraz da ebeveyne karşı kendi varoluşlarını ortaya koyma çabaları vardı.
‘Kız Kardeşim-Mommo’da ise aile, çatışılacak bir kavramdan öte sığınılacak bir liman ama ne yazık ki öyle bir yer yok…

Yönetmen Taşdiken, son derece sakin, tane tane ilerleyen, görüntü anlamında da etkili ve temiz bir çalışma ortaya koymuş. Filmin güzelliği aslında öykünün ait olduğu topraklardaki insan ilişkileri ve bu ilişkilerin detaylarında. Çocuklar arasındaki ‘demokrasi’ de, komşu kadınların bakışlarında ve kendi aralarındaki konuşmalarda, kahvehane muhabbetlerinde vs. minik karakterlerin durumlarına ve geleceklerine ilişkin çok şeyi görmek ve çözmek mümkün. Film bu yanlarıyla çok gerçekçi ve de anlattığı hikaye itibariyle de doğrusu yürek parçalayıcı.
Uğur Vardan
Radikal - 17 Nisan Cuma

"TAM MANASIYLA BİR TÜRK FİLMİ"

“Atalay Taşdiken’in ilk filmi olan ‘Kız Kardeşim’ kelimenin tam manası ile bir ‘Türk filmi ‘ Orta Anadolu’da sıcağın cayır cayır kavurduğu bir köyde anneleri ölen (öksüz kalan), zayıf karakterli babaları dul bir kadınla evlenip evi terk eden, Ali ve Ayşe’nin inmeli bir dede yanında geçirdikleri zor günleri içimiz burkularak seyrediyoruz.

Sinemamızda ‘Yılanların Öcü’ veya Yılmaz Güney’in kimi filmlerinde olduğu gibi köy hayatını ‘kirli dille’ anlatan filmlerin aksine Kız Kardeşim asla bu kirliliğe düşmüyor. Onca mahrumiyetin içinde Türk insanının yaşama sevincini, ümidini; insanımızın içindeki ışıltıyı seyirciye yansıtıyor. Filmin yönetmeni Atalay Taşdiken’in bütün kalbimle tebrik, filmi hararetle tüm okuyucularıma tavsiye ediyorum.”
Coşkun Çok Yiğit
Bizim Gazete - 17 Nisan Cuma

“…Bir ilk film olmanın ötesinde sorgusuz sualsiz, karşılıksız, saf bir sevginin, kardeşliğin öyküsü… Atalay Taşdiken’in Berlin’de gösterilen, Nürnberg’de seyirci ödülünün yanı sıra En İyi Film ödülünü Ina Weisse’nin yönettiği Mimar filmiyle paylaşan Mommo, bir ilk film olmasına rağmen gerçekten iyi, başarılı bir yapım. İki kardeşin arasındaki sevgiyi, seyirciyle herhangi bir haşır neşirliğe el vermeden mesafeli bir biçimde anlatıyor, böyle bile olsa yine de dramatik, zira öyküsünü gerçek hayattan almış olması bile seyirciyi etkilemeye yetiyor.”
Janet Barış
Taraf - 17 Nisan Cuma

 “ 45 yaşındaki yönetmen, filmi bizzat tanık olduğu gerçek bir olaydan uyarlamış. Hikayenin devamını çekmek gibi bir düşüncesi ‘şimdilik’ yok. Senaryoyu yazarken içindeki sızının yeniden küllendiğini söyleyen Taşdiken, seyircinin duygularını sömürmekten kaçınan yalın bir anlatımıyla dikkat çekiyor.”
Ali Koca
Zaman - 17 Nisan Cuma

“Berlin Film Festival’ini fetheden film nihayet Türkiye’de...  İnsanoğlunun yer yüzü yuvarlağı üzerinde harcadığı sayılı gün içinde kimilerinin yaşadığı peri masalı, bir diğerinin trajedisi olabiliyor. Tıpkı 59. Berlin Film Festival’inin Generation yarışmasında gösterildikten sonra büyük bir ilgi patlaması yaratan, Nürnberg Film Festival’inde en iyi film ve Seyirci Ödüllerini alan ve bu gün Türkiye’de gösterime giren ‘Mommo-Kızkardeşim’ filmi gibi… Babalarının başka bir kadınla evlenerek dedelerinin yanına bıraktığı 11 yaşındaki Ahmet’le 7 yaşındaki Ayşe’nin yaşam mücadelesini yalın ve iç yakıcı bir şekilde anlatan ‘Mommo-Kızkardeşim’ yönetmen Atalay Taşdiken’in ilk uzun metrajlı filmi”
Özlem Köyoğlu
Akşam 18 Nisan Cumartesi

“… Senaryosunuda yazdığı bu ilk sinema filmiyle karşımıza çıkan Atalay Taşdiken, onca yoksulluk ve kimsesizlik içindeki iki kardeşin  dayanışma hallerini fazla dramatizasyona girmeden naif bir anlatımla sunuyor. Zaten filmin finali hariç ajitan yaratmaktan kaçınma endişesinin taktir edilecek tarafı var elbette…”
Esin Küçüktepepınar
Sabah - 17 Nisan Cuma

“... Bir filmin değeri tabii ki ne kadar ağlattığıyla ölçülmemeli. Ama Kızkardeşim-Mommo’nun, izleyiciyi ağlatacak dokunaklılıkta bir hikaye anlatıp da bambaşka öncelikleri olan bir sinemasal eğiliminin izlerini taşıması ve arada da  dengeyi tutturabilmesi kayda alınası bir özellik. Hikayenin bir ayağı karakterlerin başına gelecekleri umursamamızı, onların yanında olmamızı isteyen taraftaysa, diğer ayağı da taşra çıkışsızlığını uzun planlara, durağan tempoya tercüme eden tarzında…

Filmin durduğu yer sınıflandırmaları aşıyor, bazı kategorileri tekrar düşünmeyi gerekli kılıyor…  Hikayenin çarpıcılığı da, insanın suratına çarpan finali de insanı daha bir etkisine alıyor. Hisleneni ayıplamamak lazım.”
Erman Ata Uncu
Radikal - 19 Nisan Pazar

"ÇOĞU SİNEMA SALONU KARARSIZ"

“… Mommo Berlin’i fethettikten sonra Almanya’da okullar için özel proje konusu yapıldı. Alman çocuklarının göçmenlere bakışını değiştirecek bir film olduğu yazıldı. Geçen hafta da Mommo Nürnberg Türk Alman Film Festivali’inde çok iddialı filmler arasından sıyrılıp ‘En İyi Film’ seçildi ve ‘Seyirci Ödülü’nü aldı.
Türkiye’de mi? Çoğu sinema grubu filmi ticari bulmadıklarından salonları açmakta kararsız…
Oysa şimdiden Elif’in dünyasını değiştiren ‘Mommo’, izleyecek çocukların da düş ve düşünce dünyasını değiştirebilir.”
Can Dündar
Milliyet - 22 Mart Pazar

“…Atalay Taşdiken’in İlk uzun metrajlı filmi ‘Mommo’ yoksul, kimsesiz çocuk olma hallerini son derece duyarlı ve dokunaklı biçimde anlatıyor. Berlin Film Festivali’ne başvurmasıyla Generation K Plus bölümüne seçilmesi bir oldu! Bu yıl Türkiye’den tam
43 film Berlinale’ye başvurdu ama ‘Mommo’  aradan sıyrıldı. Göteborg ve Rotterdam Film Festival’leri de ‘Mommo’ya ısrarla talip oldular ama Berlin’in Güzel Babylon sineması’nda yapılacak olan galanın cazibesi onlarda yoktu!
Alin Taşcıyan Star 
3 Aralık 2008 Salı

haber7.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder