17 Nisan 2009 Cuma

Altın Yumurtlayan Tavuk !

Hatırladığım kadarıyla 2005 yılı olmalı Şahan'ın televizyon dünyasına ilk ayak başısı. Bir yarışma programı ile başlayan bu serüven çok kısa bür süre sonra yine aynı kanalda "Dikkat Şahan Çıkabilir" adlı tek kişilik bir komedi sovuna dönüşmeyi başarmıştı.

Alternatif bir komedi anlayışıyla, haber programlarından yarışmalara belgesellerden kadın kuşağı programlarına kadar televizyon dünyasının tabiri caizse traji komik tarafını malzeme edinen bu şov Şahan'ın yükşelişini ciddi anlamda hızlandırdı. Nitekim bu yükeliş Şahanın daha büyük bir tv kanalı Atv'ye transfer olmasını sağladı.

Büyük bir tv kanalı demek daha çok para daha çok şöhret daha çok imkan anlamına geliyordu Şahan için.

Fakat daha önce seyrettiğimiz o dahi çocuk gitmiş yerine sanki bir karbon kopyası gelmişti. Eski şovundaki o dahiyanelik güncellik ve mizah anlayışı gitmiş yerine kendini tekrara bırakmıştı. Fazla izleme imkanım olmadı yeni şovunu. Pekte bir şey kayebettiğimi düşünmedim açıkcası bu süreçte. Etrafımdaki insanlardan da üç aşağı beş yukarı aynı tepkileri işitmeye başladığım bir dönemde fazla uzun sürmeyen bu yeni şov sanırım tahmit ettiğimiz nedenlerden dolayı yayından kaldırıldı.

Televizyon dünaysı acımasız bir dünya kimsenin gözünün yaşına bakmıyor. Raitinglerde belli bir seviyenin altına düşmek çok kaliteli yapımlar için bile tehlikeyken Şahan'ın yeni şovunun devam etmesi zaten imkansız gibi bir şeydi.

Daha sonra Şahan'ın Eski sovundaki Recep İvedik karakteri üzerine bir film yapacağını duyduk. Duymamızdan kısa bir süre sonra İvedik iri cüssesiyle perdedeydi. İvedik karakterini herkesin bildiği bir karakter. O yüzden karakteri tekrar anlatmaya gerek yok. Yinede kısa bir tabırle yontulmamış tam bir hanzo diyebilirim.

Şahan aslında çok zeki bir yetenek, fakat bu zakasını sanırım pazarlamada kullanmaya karar kılmışki; daha düzeyli ve kaliteli işler yapmak yerine eski sepetindeki yumurtalardan zekice bir seçim yaparak pazarlamaya başladı.

Millet olarak artık iyice tembelleştiğimiz aşıkar. Düşünmek bile bize artık çok ağır geliyor. Helede mevzu gülmek olunca o güzel beynimizi neden yoralım. Belden aşağı mevzular, argo espiriler neyimize yetmiyor değil mi ?

Durum böyle olunca İvedik karakteri tam bize göre bir karakter olmayı başararak gişede belkide Şahan'ın ve yapımcılarının bile tahmin edemeyeceği bir başarıyı yakaladı. Tabi başarı demek para demek. Daha çok para..

Para demek devam demek. Devam demek daha çok para demek. Bu paradoks yine kendini tekrarlayarak ilk filmden çok kısra bi süre sonra ikincisini perdeye taşıdı. İvedik bu sefer gazı almış daha argo daha belden aşağıya çalışmakta..

Sinema salonlarından yine çok keyif alarak çıkacak büyük bir kitle olacak. Sonuçta sinemaya gitmenin temel nedeni keyifli bir zaman geçirmek problem nerede diyebilirsiniz.

Problem beyinlerin böyle tembelleştirilmesi. Arka taraftan çıkacak bir sese yada saçma sapan bir pizzacı ismine gülecek dereceye gelmemiz. Nerde orta oyunları nerde o eşssiz mizah anlayışı...

Fakat bizim için önemli olan nedenli yada nedensiz sadece gülmek. Ne yazıkki bu böyle devam edecek. İvedik 3-4-5 ler gelecek, çocuklarımız bu garip espirilerden etkilenerek kendince garip espiriler yapacak. Etrafımızda bir çok Recep'ler Recepcikler çıkacak. Biz bunlarada güleceğiz..

E istediğimizde bu diyilmiydi zaten. ?

Aslan Güler
eaguler@hotmail.comBu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir
ikinciperde.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder