Kısa film dünyasına ilişkin yazı ve haberlerim vesilesiyle tanıştığım gönül dostlarımdan biri de İlker Emon... 1984-İstanbul doğumlu bir sinemacı olan İlker, özellikle kısa film alanında ortaya koyduğu ciddi ve istikrarlı çabalarla câmiamızın gelecek için umut vaad eden genç yeteneklerinden biri. Son yıllarda bir çok reklâm ve tanıtım filminin yapımında görev alan bu kardeşimiz, Mesut Uçakan'ın “Anka Kuşu” adlı son filminde de yönetmen yardımcısı olarak çalışmıştı.
Geçen hafta ziyaretime gelen İlker, yanında, kurgusunu henüz bir kaç gün önce tamamladığı, 9 dakika süreli son kısa metrajlı filmi “Papatya”nın da bir DVD kopyasını getirdi. Aynı akşam evimde DVD'yi büyük bir merak içinde izlediğimde, genç bir yönetmen adayının sinema alanındaki ilk adımlarına tanıklık etmenin yanısıra, filmde, hem Türk sinemacılığı hem de câmiamızdaki sinema çalışmaları adına göz yaşartıcı bir güzellikle daha karşılaştım. Kendisini üstünkörü tanıdığım bazı televizyon dizilerinin ardından alıcı gözüyle ilk kez “The İmam”daki softa köylü Feyzullah rolünde izleyip hayran kaldığım, sonrasında ise “Sözün Bittiği Yer”de canlandırdığı yufka yürekli taksici karakterinde hayranlığımın iyice pekiştiği usta aktör Ahmet Yenilmez, bu genç sinemacının “Irak'ın işgali” konulu kısa filminde de başrolü oynamaktaydı.
Ertesi gün ilk iş olarak İlker'i arayıp meselenin aslını astarını sordum. Yenilmez'i filminde oynaması için kendisinin davet ettiğini söyleyen genç dostum, onun da bu teklife hiç naz etmeden hemen olumlu karşılık verdiğini ve herhangi bir talep öne sürmeksizin başrolü üstlendiğini anlattı. Dahası, Yenilmez, ormanlık bir arazide yapılan çekimlere geldiği gün, üstüne üstlük bir de ameliyatlıymış! “Papatya”nın setinde, henüz bir kaç gün önce geçirdiği safra kesesi ameliyatının bandajlarıyla görev yapan bu değerli sanatçı, gün boyunca dayanılmaz acılar içinde koşturduktan sonra, çekimler biter bitmez soluğu en yakın hastanede almış. Ve İlker kardeşim de “Ne çekim sırasında ne de sonrasında en küçük bir sitemde bulunmadığı gibi, sette yemeklerimizi dahi kendisi ısmarladı” şeklindeki iltifatkâr sözleriyle, Yenilmez'in bu müthiş fedakârlık gösterisine son noktayı koyuyordu.
Yakın bir zamanda, gencecik bir yönetmen adayının kısa film çalışmasında profesyonel bir aktör tarafından ona böylesine içten bir destek verilmişti ve benim de bu şairâne dayanışmadan tamamen rastlantı sonucu haberim olmaktaydı.
Bizler, birbirine güzel sözler sarfetmeyi zûl sayan, “tebrik ve takdir fukarası” bir sosyal çevrenin mensuplarıyız. Benim ise koca bir câmiayı düzeltmeye artık ne sabrım, ne de ömrüm var. Ancak, kıdemli okurlarım şahittir ki bu sayfada “iltifat”, “teşvik”, “takdir” ve “moral verme” adına yıllardır kendi hesabıma her ne düşüyorsa fazlasıyla yaptım; bundan böyle de yapmaya devam edeceğim.
'Papatya'nın yönetmeni İlker Emon, görüntü yönetmeni ve kurgucusu Abdulbaki Yavuz ile başrol oyuncusu Ahmet Yenilmez sette... |
Aynı şekilde, sevgili Ahmet Yenilmez'i de sinemaya âşık bu genç adama verdiği ağabeyce destek için bütün kalbimle kutlarken, gösterdiği büyüklük için ellerinden öpüp onlar adına teşekkür ediyor ve “Keşke, bizim bahçede sizden iki düzine kadar daha olsaydı” diyorum. “The İmam”daki muhteşem performansını görür görmez “İşte, karakter oyunculuğu budur” diyerek kendisine karşı derin bir muhabbet beslemeye başladığım bir sanatçıyı neden hiç tanımadan bu kadar sevdiğimi şimdi çok daha iyi anlamış oldum. Adam kıtlığında, "iyi adam"ın kumaşının kalitesi, onunla hiç tanışıp konuşmadan, yalnızca beyazperdedeki yansımasından bile rahatça sezilebiliyor çünkü...
14.06.2008ALİ MURAT GÜVEN
alimuratg@yahoo.com
Yeni Şafak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder