Cemal Şan, sinema serüvenine inatla devam ediyor. Seyirciden ve eleştirmenlerden beklediği ve hak ettiği ilgiyi görmese de... Yıllar önce bir Ankara şenliğinde görüp bayıldığım Ali filmi gösterime bile girmeden ortadan kaybolmuştu. Geçen Zeynep'in Sekiz Günü'nü ise benden başka hemen kimse önemsemedi, üzerine yazmadı. O yüzden Cemal bana, sağolsun, "Siz olmasanız devam edemezdim," deyip durur! Umuyorum ki sinema tarihi beni haklı çıkaracaktır. Bir üçlemenin son iki halkası olan Ali'nin Sekiz Günü ve Dilber'in Sekiz Günü'nü art arda çeken Şan'ın üçlemenin belki en iyisi olan filmi, bu hafta sinemalarda, çok sınırlı bir gösterimle sunuluyor. (Ali de yakında oynayacak). Umarım sinemamızı sevip izleyenler bu hakkı yenmiş yönetmeni tanıma fırsatını bu kez kaçırmazlar. Film, aşk teması çevresinde dönen ve her biri gerçekten de sekiz gün içinde geçen üç öykünün çekim sırasına göre sonuncusu (Şan bir söyleşisinde filmleri de, çok iyi hazırlanmış çekim senaryoları ve minimalist anlatımları sayesinde sekizer günde çektiğini söylüyor, ama ben bunun gerçek mi, fantezi mi olduğunu bilmiyorum). Filmin kırsal kesimden kahramanı Dilber, çevredeki bir arazi sahibinin oğluyla aşk yaşayan yoksul bir genç kız. Ama oğlanın babası istemiyor ve evlilik suya düşüyor. Ne var ki Dilber, eski Türk filmlerindeki gibi kötü talihine hemen teslim olacak bir kadın değil. Köy halkı önünde oğlanı ve babasını hakaretlere boğuyor ve de kendisini isteyen ilk erkeğe varacağına yemin ediyor. Kısa süre sonra, topal ve içine kapanık bir genç kapısına dikiliyor. O da sözünden dönmüyor ve zoraki bir evlilik başlıyor. Hikâye güzel, çeşitli açılımlara gebe. Şan, tüm filmleri gibi sade yaşamların gerçek dramlarından esinlenen bu hikâyenin sayılı kişilerine güçlü biçimde hayat veriyor, dramlarına bizi ortak kılıyor. Kırsal kesimde olduğu gibi, İstanbul'un köşe-bucağında da geçebilecek hikâyeyi evrensel bir boyuta taşımayı başarıyor. Ana tema, bir yerde sanki Cengiz Aytmatov'a yaklaşıyor: Aşkın kavuruculuğu geçicidir, oysa aşkla başlamasa da, bir beraberlik farklı yönlere kayabilir. Üstelik asıl sevgili olan vefasız ağa oğlunun bir noktada geri dönmesi, olayı gerçekten de bir Selvi Boylum Al Yazmalım boyutuna getiriyor. Oyuncular çok iyi. Gerek son Ankara, Bursa ve Erzurum festivallerinde en iyi oyuncu seçilen genç yıldız Nesrin Cevadzade, gerekse bu ödülü Bursa'da kazanan Fırat Tanış çok iyiler. Temelde ülkemizdeki kadın sorunsalına dayanan bu dram, sade ama doğru ve keskin çizgili anlatımıyla son dönemin iyi filmlerinden biri. DİLBER'İN SEKİZ GÜNÜ * * * Yönetim ve senaryo: Cemal Şan/ Görüntü: Cengiz Uzun/ Müzik: Nail Yurtsever/ Oyuncular: Nesrin Cevadzade, Fırat Tanış, Osman Akça, Necmettin Çobanoğlu, Macit Sonkan, Ahmet Saraçoğlu, Mustafa Üstündağ/ Şan Film yapımı.Atilla Dorsay Sabah |
26 Nisan 2009 Pazar
Cemal Şan imzalı 'üçgen'in bir ucu
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder